Orta Asya Türklerinin kültürel bir parçası olan kopuz sesleri, Ankara’nın merkezinde, Kızılay meydanında bir apartmanda yankılanıyor. Kızılay’da dört katlı bakımsız bir binanın dar merdivenlerinden çıkarken, Kırgızlar tarafından işletilen bir mekânın neredeyse silinmiş tabelasını takip ediyoruz. Bu mekân, kentteki Türk soylu yabancıların sosyalleşmek için tercih ettiği yerlerden biri olarak biliniyor. İçeri girdiğimizde, ayakkabılarınızı çıkarmanız gereken, yer minderleri ve halıyla kaplı geniş bir oturma alanıyla karşılaşıyoruz. Kırgız motifleri ve müzikleriyle memleket atmosferi yaratılmış mekânda kadınlar çoğunlukta. Çocuk ve yaşlı bakımı, hastanelerde palyatif hastalara refakatçilik gibi hizmet sektöründeki yatılı işlerde çalışan Türk soylu kadınlar, genellikle haftada bir gün izin alıp burada buluşuyor. Bu kadınlar, genellikle memleketteki çocuklarına para göndermek veya ailesine destek olmak için bakıcılık yaparak, kira ve yemek masrafı olmadan kazandıkları parayı memlekete göndermeyi tercih ediyorlar. Ancak pek çoğu çalışma izni ve sigorta olmadan, sadece işverenle sözlü anlaşmaya dayalı işlerde çalışmak zorunda kalıyor. Türkiye’de çalışma izni alan Türk soyluların sayısı artarken, yeni yönetmelikle birlikte bu konuda yeni şartlar getirildi.
Dr. İmge Tuğçe Bağır’a göre, Türk soylu bakıcı kadınların iş tanımı oldukça geniş ve belirsiz. Evlerde çocuk veya yaşlı bakımı yaparken aynı zamanda ev işlerinden sorumlu olan bu kadınlar, sık sık psikolojik şiddet ve bitmek bilmeyen ev işleriyle karşı karşıya kalıyorlar. Aysel ve Nergiz gibi kadınlar, evde bakımın yanı sıra temizlik, yemek, ütü gibi ev işlerinden de sorumlu olduklarını belirtiyorlar. Bu kadınlar, sadece yaşlıya ve çocuğa bakmakla kalmayıp, ev işlerini de yapmak zorunda olduklarını ifade ediyorlar. Bazıları ise sürekli misafir ağırlamak gibi ek sorumluluklarla karşı karşıya kalıyor. Bu kadınlar, genellikle sözleşmesiz ve sigortasız olarak çalıştıklarını belirtiyorlar.
Türkiye’de bakıcılık yapan Türk soylu yabancılar, hem çalışma izni alındığı durumlarda hem de kaçak durumda emek sömürüsüne maruz kalabiliyor. Nur, çalışma izni alındıktan sonra işverenlerin daha fazla çalıştırdığını ve iş yükünün arttığını belirtiyor. Özbek Samira ise kaçak çalışmanın en kötüsü olduğunu ifade ediyor ve kaçak durumda olanların yaşadığı zorlukları anlatıyor. Elnura ise çalışma izni vajansdiyle daha fazla çalıştırıldıklarını ve süre dolunca izin alamadıklarını söylüyor. Bu kadınlar, sürekli iş değiştirmek zorunda kaldıklarını ve sürekli olarak emek sömürüsüne maruz kaldıklarını belirtiyorlar.
Türk soylu yabancıların Türkiye’de çalışma izni alması ve sosyal güvencelere sahip olması, işverenler için ek maliyetler doğurabiliyor. Bu nedenle özellikle ucuz işgücüne ihtiyaç duyulan sektörlerde, Türk soylu yabancıların kayıtsız şekilde çalıştığı örnekler sıkça görülebiliyor. Yabancılar hukuku uzmanı Avukat Burcu Ertim, işverenlerin masraflardan kaçınmak için çalışma izni ve sosyal güvenceleri olmadan yabancıları çalıştırdığını belirtiyor. Türk soylu yabancı kadınlar, genellikle sözleşmesiz ve sigortasız olarak çalıştıklarını ifade ediyorlar.
Araştırmacı Dr. İmge Tuğçe Bağır’a göre, Türk soylu kadınlar ev içi tacize uğrayabilir ve fuhuş ithamıyla karşılaşabilirler. Bu kadınlar, sürekli olarak ev içi taciz ve fuhuş ithamıyla karşı karşıya kaldıklarını belirtiyorlar. Bağır, bu kadınların en çok fuhuş ithamından korktuklarını ve bu nedenle sosyal hayattan uzak durduklarını ifade ediyor. Türk soylu kadınlar, sürekli olarak iş değiştirerek haklarını aramaya çalışıyorlar ve sürekli olarak emek sömürüsüne maruz kalıyorlar.
TÜİK verilerine göre, Türkiye’de yabancı uyruklu nüfus içinde Türk soylu yabancıların sayısı artmaktadır. Türk soylu yabancılar, Türkiye’nin ekonomik koşulları ve dil ve kültür bağı gibi faktörler nedeniyle burayı tercih etmektedir. Araştırmacı Dr. İmge Tuğçe Bağır’a göre, Türk soylu göçmenler, Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra ani bir statü ve sermaye kaybı yaşayan ailelerden oluşmaktadır. Bu nedenle bu kadınlar, Türkiye’ye gelerek bakıcılık yapmakta ve memleketteki ailelerine destek olmaktadır.
Türk soylu yabancıların Türkiye’deki çalışma hayatını düzenleyen kanunun uygulama yönetmeliğinde yapılan değişiklikler, bu yabancıların mesleklerini serbestçe icra etmelerini sağlamaktadır. Ancak halen bazı şartların oldukça sıkı olduğu belirtilmektedir. Türk soylu yabancılar, çalışma izni almak için belli koşulları sağlamak zorundadırlar. Bu düzenleme, Türk soylu yabancıların daha çok nitelikli iş gücü olarak Türkiye’ye çekilmesini hedeflemektedir.