MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin PKK lideri Abdullah Öcalan’a yaptığı çağrıyla başlatılan yeni çözüm süreci, birkaç ay önce partisinin milletvekilleriyle yaptığı kapalı toplantıda ilginç bir öneriyle gündeme gelmişti. Bahçeli, Kürtler ve Alevilerin bürokrasiden dışlanmaması gerektiğini vurgulamak için, “Cumhurbaşkanının iki yardımcısı olsun, bir Kürt, diğeri Alevi olsun” şeklinde bir öneride bulunmuştu. Bu sözler, dikkat çekici olmasının yanı sıra tartışmalara da yol açmıştı.
MHP Genel Başkan Başdanışmanı Yıldıray Çiçek, konuya ilişkin bir yazı kaleme alarak Bahçeli’nin sözlerini açıklamaya çalıştı. Çiçek, Bahçeli’nin bu önerisinin aslında bir kardeşlik vurgusu olduğunu belirterek, vatanına, bayrağına ve ülke değerlerine bağlı Kürt ve Alevi kardeşlerin her türlü temsil makamında yer alabileceğine dair güçlü bir mesaj verdi.
Ancak, Çiçek’in açıklamalarına rağmen, Bahçeli’nin sözleri bazı kesimler tarafından çarpıtılarak bölücülük olarak algılandı. Hatta bazıları, Bahçeli’nin sözlerini teröristbaşı Öcalan’ı öneriyormuş gibi yorumladılar. Bu durum, içimizden bazılarının nefret dolu ve basit yorumlar yapmasına neden oldu.
Çiçek, Türkgün gazetesindeki köşe yazısında bu durumu eleştirerek, seçim öncesi kimlik siyasetini körükleyenlerin Bahçeli’nin sözlerine karşı neden tepki gösterdiklerini sorguladı. Bölgede oynanan ayrılıkçı oyunları göz önünde bulundurarak, kardeşliği ve birliği güçlendirmeye yönelik Bahçeli’nin vurgusuna bu kadar sert tepki gösterenlerin hangi amaçla hareket ettiklerini sorguladı.
Bahçeli’nin sözleri, Türkiye’nin içinde bulunduğu hassas dönemde önemli bir mesaj içeriyor. Kürt ve Alevi kardeşlerin ülkenin her kademesinde temsil edilmesi gerektiği vurgusu, birlik ve beraberlik adına önemli bir adım olabilir. Ancak, bu tür önerilerin yanlış anlaşılması ve çarpıtılması, toplumda ayrışmalara ve kutuplaşmalara neden olabilir.
Bahçeli’nin önerisinin aslında bir kardeşlik vurgusu olduğunu anlamak ve bu yönde adımlar atmaya devam etmek, Türkiye’nin içinde bulunduğu zorlu süreçte önemli bir adım olabilir. Birlik ve beraberlik, Türkiye’nin geleceği açısından büyük önem taşıyor ve herkesin bu noktada sorumluluk alması gerekiyor.
