Foreign Policy tarafından gün yüzüne çıkarılan gizli bir plan, Amerika’nın önde gelen dış politika yayınlarından biri olan Foreign Policy tarafından gün yüzüne çıkarıldı. Donald Trump döneminde Beyaz Saray tarafından hazırlanan bu plan, Türkiye-İsrail gerilimini azaltmayı hedefliyordu. Mirat Haber’in Foreign Policy’e dayandırdığı habere göre, planın odak noktası Suriye’deki nüfuz mücadelesine son verilmesi ve istikrarın sağlanmasıydı.
Foreign Policy’nin raporuna göre, planın ana hedefleri arasında Türkiye’nin Suriye’deki etkisini sınırlamak, İsrail’in İran’a karşı güvenliğini artırmak ve ABD’nin bölgedeki müttefikleriyle uyum içinde hareket etmesini sağlamak yer alıyordu. Trump yönetimine yakın güvenlik danışmanları, Pentagon yetkilileri ve İsrail lobisine bağlı isimlerin planın hazırlık sürecinde etkili olduğu belirtildi.
Gizli planın beş maddesi şu şekilde sıralandı: Türkiye’ye sınır güvencesi sağlanması, İsrail’e hava koridoru desteği verilmesi, YPG’nin siyasi bir yapıya dönüştürülmesi için arabuluculuk yapılması, Türkiye ve İsrail arasında sınırlı istihbarat paylaşımı önerilmesi ve Suriye’de desteklenecek yeni bir anayasa komisyonu oluşturulması.
Ancak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, planı kesin bir dille reddetti. Türkiye, YPG varlığı devam ettiği sürece herhangi bir anlaşmaya yanaşmayacağını Washington’a iletti. Bu tutum, Netanyahu hükümetinin sertleşmesine ve Türkiye-İsrail hattındaki gerilimin artmasına neden oldu.
Planın ortaya çıkmasıyla birlikte, Trump döneminde ABD’nin Suriye devrimindeki perde arkası rolü tekrar gündeme geldi. Trump yönetimi döneminde, sahadaki dengelerin masa başında şekillendirilmeye çalışıldığı ve birçok aktörün bu planların dışında tutulduğu vurgulandı. Bu durum, “Suriye’de devrimi kim yaptı?” sorusunun yanıtının Washington merkezli planlara işaret ettiğini gösterdi.
Foreign Policy’nin haberiyle ilgili ne Ankara’dan ne de Tel Aviv’den resmi bir açıklama yapılmadı. Ancak gizli planın sızdırılması, uluslararası alanda büyük yankı uyandırarak iki ülke arasındaki diplomatik dengeleri yeniden gündeme taşıdı. Bu durum, Türkiye-İsrail ilişkilerindeki gerilimin artmasına ve bölgedeki dengelerin yeniden şekillenmesine yol açabilir.
