Albastı olarak bilinen Anadolu’nun köklü halk inanışlarından biri, halk arasında genellikle “Al Karısı” olarak anılır. Yıllardır dilden dile dolaşan bu korku efsanesi, özellikle doğum yapan kadınlar ve yeni doğmuş bebeklerle ilişkilendirilir.
Albastı efsanesine göre, lohusa kadınların üzerine musallat olan kötü bir ruh olarak bilinir. Rivayetlere göre, gece yarısı doğum yapan kadının odasına girer ve onun nefesini keser, sağlığını bozar veya ölümüne sebep olur. Bu nedenle Anadolu’nun çeşitli köylerinde, lohusa kadınların yalnız bırakılmaması gerektiğine inanılır ve koruyucu gelenekler uygulanır, başucuna kırmızı kurdele, makas veya Kur’an-ı Kerim konulur.
Albastı genellikle halk hikayelerinde uzun saçlı, kırmızı elbiseli bir kadın olarak anlatılır. Bazı versiyonlarda ise insanın üzerine çöken görünmez bir gölge olarak betimlenir. “Al” rengi, doğum ve kanla ilişkilendirildiği için bu figürün ayırt edici özelliği olarak kabul edilir.
Albastı inancı, uzmanlara göre aslında doğum sonrası dönemde yaşanan lohusa humması ve depresyon gibi tıbbi durumların halk arasında doğaüstü güçlerle açıklanmasının bir yansımasıdır. Ancak efsane, Anadolu kültürünün önemli bir parçası olarak halen canlılığını korumaktadır.
Bugün bile bazı köylerde, lohusa kadınların korunması için Albastı’ya karşı önlemler alınmaktadır. Albastı efsanesi, korkutucu bir halk inanışı olmasının yanı sıra, Anadolu’nun sözlü kültür hazinesinin en dikkat çekici örneklerinden biri olarak varlığını sürdürmektedir.