Cumhurbaşkanı Erdoğan, Demokrasi ve Özgürlükler Adası’nda düzenlenen “Bosphorus Diplomasi Forumu”nda önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan, dünya çapında bir sistem krizi yaşandığını ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi mekanizmaların sorunun parçası haline geldiğini belirtti. Gelişen tehditler arasında su ve iklim krizleri, gıda zincirlerindeki sorunlar, ticaret savaşları ve küresel istikrarsızlık gibi geniş bir alanı işaret etti.
Erdoğan, konuşmasına gençlerin önemine vurgu yaparak başladı ve ikinci dünya savaşı sonrası kurulan düzenin itibarının yitirildiğini, evrensel değerlerin rafa kalktığını ve küresel barışın savaşa bırakıldığını ifade etti. Mevcut düzenin yükünü özellikle bölgenin çektiğini belirten Erdoğan, küresel sistemin iflas ettiğini değerlendirdi.
Türkiye’nin tarihsel olarak mazlumların yardımına koştuğunu hatırlatan Erdoğan, bu geleneğin devam ettiğini ve milletin hiçbir döneminde ‘Bana ne?’ demediğini vurguladı. Türkiye’nin bölgede barış ve istikrarın sağlanması için liderlik ettiğini belirtti. Suriye ve Rusya-Ukrayna örneklerine atıfla Türkiye’nin mazlumlara destek verdiğini anlattı.
Gazze’deki duruma da değinen Erdoğan, Netanyahu ve İsrail’in Filistinli sivilleri hedef aldığını söyledi. Gazze’de yaşanan soykırımı ve açlık silahının kullanılmasını sert bir dille eleştirdi. BMGK oturumunda Netanyahu’nun protesto edilmesine de değinen Erdoğan, İsrail liderine yapılan protestoları hatırlattı ve zalimlerin bir hesabının olduğunu vurguladı.
Erdoğan, uluslararası mekanizmaların işlevsizleşmesine ve insani krizlerin artmasına dikkat çekerek Türkiye’nin bölgesel sorumluluğunu önemsediğini belirtti. Konuşmasını “Çözüme liderlik etmek bizim görevimizdir” vurgusuyla tamamladı.
Erdoğan’ın Bosphorus Diplomasi Forumu’ndaki açıklamaları, dünya çapında yaşanan sistem krizine ve Türkiye’nin bölgesel liderlik rolüne vurgu yaparak önemli bir mesaj verdi. Gazze’deki insanlık dışı saldırıları ve mazlumlara verilen destek konularında da sert ve net bir duruş sergileyen Erdoğan, uluslararası toplumun sorumluluklarını hatırlatarak çözüm odaklı bir liderlik anlayışını öne çıkardı.