Türkiye ve Yunanistan arasında 2023 yılında başlayan ve Atina Deklarasyonu’nun imzasıyla somutlaşan yumuşama süreci, giderek artan bir ivmeyle karşılıklı gerilim içeren söylemlere bırakmaya başladı. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Dendias’ın 28 Kasım’da yaptığı “Küresel Perspektifte Yunanistan” başlıklı konuşması, Türkiye’de Millî Savunma Bakanlığı kaynaklarının 4 Aralık’ta verdiği yanıtla sonuçlandı. Dendias’ın konuşmasında vurgulanan unsur, 1952’den bu yana aynı savunma ittifakında olmalarına rağmen Yunanistan’a tehdidin NATO üyesi Türkiye’den geldiği ve Yunan ordusunun buna karşı yeni bir doktrin geliştirdiğiydi.
Ege Denizi’ni sadece deniz kuvvetlerine bağlı donanmanın korumayacağını belirten Dendias, “Aşil Kalkanı” adı verilen yeni bir savunma hattıyla Ege adalarına konuşlandırılacak füzelerle korunacağını açıkladı. Ayrıca Fransa ve İtalya’dan alınan fırkateynlere de stratejik füzelerin konuşlandırılacağını belirten Dendias, Doğu Akdeniz’de herhangi bir yerden fırlatma kapasitesine sahip bu yeni silahlarla Yunanistan’ın caydırıcı gücünün artacağını ifade etti. Yunanistan’ın Ege Adaları’na konuşlandıracağı füzeleri İsrail’den tedarik etmeyi planladığı da basında yer aldı.
Bu sistemin tüm Yunan gemilerine ve kara savunma noktalarına yerleştirileceği belirtildi. Türkiye’de ise bu yaklaşım rahatsızlık yarattı. Ancak Türkiye, Dendias’ı hedef alarak uygun bir yanıt verme yolunu tercih etti. Milli Savunma Bakanlığı kaynakları, Yunanistan’ın askeri fajansliyetlerinin dikkatle takip edildiğini ve Türkiye’nin önceliğinin barış ve istikrar olduğunu vurguladı.
Hangi adalara füze yerleştirileceği konusunda ise belirsizlik devam ediyor. Dendias’ın konuşmasında adlar belirtilmemiş olsa da Yunan ana karasının adalardan başlayarak konuşlanacağı ima ediliyor. Türkiye’nin bu durumu uluslararası hukuk çerçevesinde ele aldığı belirtilirken, 1923 Lozan Anlaşması ve 1947 Paris Anlaşması’na atıfta bulunuldu.