İngiltere Başbakanı Keir Starmer ve ABD Başkanı Donald Trump, Beyaz Saray’da gerçekleştirdikleri görüşmenin ardından ortak bir basın toplantısı düzenledi. Starmer’ın Kanada ile ilgili yaptığı açıklamalar medyada büyük yankı uyandırdı.
Starmer, toplantı sırasında bir muhabirin, “Trump, İngiliz Milletler Topluluğu üyesi olan Kanada’nın ABD’nin 51. eyaleti olması gerektiğini söylüyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?” şeklindeki sorusuna cevap verirken, Trump’ın ani bir şekilde konuyu kapatması dikkat çekiciydi. Starmer, muhabirin sorusuna, “Kanada’dan bahsediyorsunuz. Ben (ABD ile) aramızdaki olmayan bir ayrılığı vurgulamaya çalıştığınızı düşünüyorum. Biz birbirimize çok yakın milletleriz ve bugün oldukça verimli görüşmeler yaptık…” şeklinde devam ederken, Trump araya girerek, “Bu kadar yeter, teşekkürler.” diyerek konuyu kapattı.
Trump’ın bu müdahalesi medyada, “Trump, Starmer’in sözünü kesti” şeklinde geniş bir şekilde yer bulurken, Beyaz Saray’dan konuyla ilgili bir açıklama geldi. Beyaz Saray, resmi sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, Trump’ın aslında Starmer’a değil muhabire hitap ettiğini belirtti ve “Bu bir yanlış anlama. Başkan Trump, iki lideri karşı karşıya getirmeye çalışan muhabirin sözünü kesti. Gerçekleri çarpıtmayın.” şeklinde ifadeler kullandı.
Görüşme ve basın toplantısı sonrasında, Starmer ve Trump arasındaki ilişkilerin ne yönde ilerleyeceği merak konusu olmaya devam ediyor. Her iki liderin de açıklamaları ve tavırları, uluslararası ilişkiler açısından önem taşıyor. Starmer’ın Kanada ile ilgili pozisyonu ve Trump’ın bu konudaki tavrı, medya ve siyaset çevrelerinde geniş bir şekilde tartışılmaya devam ediyor.
Görüşme sırasında yaşanan bu olay, sadece Starmer ve Trump arasındaki ilişkileri değil, genel olarak ABD ve İngiltere arasındaki ilişkileri de etkileyebilir. Her iki liderin de açıklamaları ve tavırları, stratejik ortaklık açısından önem arz etmektedir. Bu nedenle, medya ve siyaset çevreleri, bu konuyu yakından takip etmeye devam edeceklerdir.
Starmer ve Trump arasındaki bu olay, uluslararası ilişkiler açısından önemli bir gelişmedir. Her iki liderin de açıklamaları ve tavırları, gelecekteki diplomatik ilişkileri şekillendirebilecek potansiyele sahiptir. Bu nedenle, olayın detayları ve sonuçları, yakından izlenmeye devam edecektir.