Suriye’de yaşanan çatışmalar ve kontrol mücadelesi, bölgede dengeleri sürekli değiştirmeye devam ediyor. Son olarak Hama’da gerçekleşen gelişmeler, hem bölgesel aktörleri hem de uluslararası camiayı yakından ilgilendiriyor. Suriye ordusunun Hama’dan çekilmesi ve Heyet Tahrir eş-Şam’ın (HTŞ) kent üzerindeki hakimiyeti, bölgedeki güvenlik ve insani durum açısından önemli bir dönüm noktası oluşturdu.
Hama’da Son Durum: HTŞ’nin İlerleyişi
Suriye ordusu, Hama’dan çekildiğini, bunun gerekçesi olarak ise sivillerin korunmasını gösterdi. Resmi açıklamalara göre, şiddetli çatışmalar ve artan kayıplar nedeniyle askerler şehir dışında mevzilenmiş durumda. Öte yandan HTŞ, Hama’nın merkezinde ve çevresindeki mahallelerde kontrolü sağlamış durumda.
HTŞ’nin Hama’daki ilerleyişi, 27 Kasım’da Halep’te başlattığı operasyonların bir devamı niteliğinde. Örgüt, Hama’da birçok stratejik bölgeyi ele geçirirken, kent merkezindeki kontrolünü güçlendirdi. Ayrıca, Hama Merkez Cezaevi’nde tutulan yüzlerce mahkumu serbest bıraktığını duyurdu.
HTŞ Nedir? Tarihçesi ve Mevcut Durumu
HTŞ, Suriye’nin kuzeybatısındaki en etkili silahlı gruplardan biri olarak biliniyor. Örgütün kökleri, El Kaide bağlantılı Nusra Cephesi’ne dayanıyor. 2017 yılında El Kaide ile bağlarını kestiğini açıklayan HTŞ, bağımsız bir yapıya sahip olduğunu ve küresel cihat hedefi gütmediğini iddia ediyor. Ancak, Birleşmiş Milletler, ABD ve Türkiye gibi birçok ülke HTŞ’yi hâlâ terör örgütü olarak sınıflandırıyor.
HTŞ’nin kontrolündeki en önemli bölge, Suriye’nin Türkiye sınırındaki İdlib vilayeti. 2015’ten bu yana Şam yönetiminin kontrolünden çıkan İdlib, HTŞ’nin bölgesel hakimiyetini pekiştirdiği bir merkez haline geldi. HTŞ, Türkiye destekli grupları büyük ölçüde bölgeden çıkartarak fiili bir idare kurmuş durumda.
Hama’nın Stratejik Önemi
Hama, Suriye’nin merkezinde yer alması ve lojistik açıdan önemli bir bağlantı noktası olması nedeniyle stratejik bir konuma sahip. Şehir, aynı zamanda tarihsel olarak da Suriye iç savaşında önemli olaylara sahne oldu. 1982 yılında Hafız Esed döneminde yaşanan Hama Katliamı, bugünkü olaylara yönelik tepkilerin tarihsel bir arka planını oluşturuyor.
HTŞ’nin Hama’da kontrolü sağlaması, örgütün etki alanını genişletmesi açısından kritik bir adım olarak değerlendiriliyor. Bunun yanı sıra, Hama’nın ele geçirilmesi, Suriye ordusunun bölgedeki zayıflığını da gözler önüne seriyor.
Bölgesel ve Uluslararası Tepkiler
Hama’daki gelişmeler, yalnızca Suriye sınırları içinde değil, bölgesel ve uluslararası düzeyde de yankı buluyor. Türkiye, İran ve Rusya’nın dahil olduğu Astana süreci kapsamında, İdlib ve çevresinde çatışmasızlık bölgeleri oluşturulmuştu. Ancak bu süreç, HTŞ’nin giderek güçlenmesi ve çatışmaların yeniden alevlenmesiyle zayıfladı.
Türkiye, sınır bölgelerindeki güvenliği sağlamak amacıyla Suriye’nin kuzeybatısındaki olayları yakından takip ediyor. HTŞ’nin Hama’daki ilerleyişi, Türkiye’nin sınır güvenliği politikalarını da doğrudan etkileyebilir.
Sivillerin Durumu ve İnsani Kriz
Hama’daki çatışmalar ve Suriye ordusunun çekilmesi, bölgede yaşayan siviller için büyük bir tehdit oluşturuyor. Sivillerin güvenli bölgelere tahliyesi konusunda yeterli önlemler alınmadığı takdirde, insani bir kriz kaçınılmaz olabilir. HTŞ’nin kontrolü altındaki bölgelerde, yerel halkın yaşam koşulları ve temel hizmetlere erişimi konusunda ciddi sorunlar yaşandığı biliniyor.
Birleşmiş Milletler ve uluslararası yardım kuruluşları, bölgedeki insani durumu iyileştirmek için daha fazla çaba sarf etmelidir. Hama’dan kaçan sivillerin barınma, gıda ve sağlık hizmetlerine erişimi sağlanmalıdır.
HTŞ’nin Hama Üzerindeki Kontrolü: Gelecekte Ne Olacak?
Hama’daki durum, Suriye iç savaşının dinamiklerini yeniden şekillendirebilir. HTŞ’nin bölgedeki hakimiyeti, yalnızca Suriye içindeki güç dengelerini değil, aynı zamanda uluslararası toplumun bu soruna yaklaşımını da etkileyebilir.
HTŞ’nin Hama’daki varlığını ne kadar süreyle sürdüreceği, örgütün bölgedeki diğer gruplarla ve uluslararası aktörlerle ilişkisine bağlı olacaktır. Aynı zamanda Suriye ordusunun gelecekteki askeri stratejileri ve bölgeyi geri alma girişimleri, bu denklemi belirleyen önemli faktörler arasında yer alıyor.
Hama’daki gelişmeler, Suriye iç savaşının ne kadar karmaşık ve çok boyutlu olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. HTŞ’nin Hama üzerindeki kontrolü, bölgesel dengeleri değiştirebilecek bir hamle olarak öne çıkıyor. Bunun yanı sıra, sivillerin korunması ve insani yardım faaliyetlerinin artırılması, bu süreçte öncelikli hedefler arasında olmalıdır.
Bölgedeki gelişmelerin yakından takip edilmesi ve diplomatik çözüm yollarının araştırılması, Suriye’deki çatışmaların sona erdirilmesi için hayati öneme sahiptir. Hama’daki durum, yalnızca bölgesel değil, küresel bir sorunun da parçasıdır.