Yunanistan’ın Selanik kentinde terör örgütü EOKA’nın kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen bir etkinlikte Güney Kıbrıs Rum Yönetimi (GKRY) İçişleri Bakanı Konstantinos İoannou, skandal ifadeler kullanarak EOKA’nın kanlı mirasını sahiplendi. İoannou, konuşmasında Rum yönetiminin adanın kuzeyine yönelik hedeflerinden vazgeçmeyeceklerini belirterek, “EOKA mücadelesi geçmişe ait değil, bugünün ve geleceğin pusulasıdır” dedi.
Etkinlikte çocukların da yer aldığına dikkat çeken İoannou, “Çocuklara tarihin bitmediğini öğretmeliyiz. Çocukların etkinliğe katılımı, öğrenen, önemseyen, onurlandıran yeni nesiller olduğu sürece EOKA’nın mücadelesinin unutulmayacağına dair net bir mesaj veriyor” ifadelerini kullandı.
Aynı etkinlik sırasında Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) turizm merkezi Girne’nin fotoğrafı dev ekrana yansıtıldı ve “Geri döneceğiz!” sloganıyla birlikte sergilendi. Bu durum, etkinliğe katılan bazı kişiler tarafından coşkuyla karşılanırken, Türkiye ve KKTC’de tepkilere neden oldu. Bu eylemlerin bölgedeki gerginliği artırmaya yönelik provokatif adımlar olduğu değerlendirildi.
Kıbrıs’ta 1955 yılında kurulan terör örgütü EOKA, adayı Yunanistan’a bağlama hedefiyle kanlı saldırılar düzenlemiş ve yüzlerce Kıbrıslı Türk’ü katletmişti. Bu nedenle EOKA’nın kuruluş yıl dönümü etkinliği ve bakanın açıklamaları, Türkiye ve KKTC’de tepkilere yol açtı.
Etkinlik sırasında kullanılan fotoğraflar ve sloganlar, bölgedeki hassas dengeyi bozma potansiyeline sahip provokatif adımlar olarak değerlendirildi. Rum bakanın da bu tür eylemleri alkışlaması, Kıbrıs sorununun çözümüne yönelik çabaları zayıflattığı ve bölgedeki gerginliği artırdığı yönünde eleştirilere neden oldu.
Yunanistan’ın Selanik kentinde düzenlenen EOKA’nın kuruluş yıl dönümü etkinliği ve bakanın açıklamaları, Kıbrıs sorununun çözümüne dair umutları zayıflattı ve Türkiye ile KKTC arasındaki ilişkileri daha da gerdi. EOKA’nın kanlı mirasına sahip çıkan açıklamalar, adadaki barış sürecine olumsuz etki yapabilir ve bölgedeki gerginliği artırabilir. Bu nedenle tarafların daha yapıcı ve uzlaşmacı bir tutum sergilemeleri, bölgede kalıcı bir barışın sağlanması açısından önem taşımaktadır.