Kişinin engellilik durumu varsa, engellilik oranı

featured

Engellilik, bireylerin fiziksel, zihinsel veya duyusal fonksiyonlarının bir ya da birden fazla alanda kısıtlanması durumunu ifade eder. Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), engelliliği “bireyin yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle günlük yaşantısındaki aktiviteleri gerçekleştirmekte zorluk yaşaması” olarak tanımlar. Engellilik durumu, yalnızca sağlık sorunlarıyla ilgili bir kavram olmanın ötesinde, toplumsal yaşantıyı da doğrudan etkileyen bir olgudur. Engellilik oranı, bir toplumda engelli bireylerin sayısını belirlemek amacıyla kullanılan önemli bir ölçüttür ve engelliliğin toplumsal boyutunu anlamada yardımcı olur.

Engellilik oranı, engelli bireylerin toplumdaki toplam birey sayısına oranını ifade eder. Bu oran, engelliliğin toplumdaki yaygınlık derecesini ve engelli bireylerin yaşam koşullarını anlamak için oldukça kritik bir göstergedir. Engellilik durumu, doğuştan gelen ya da sonradan gelişen sağlık sorunları ile meydana gelebilir ve bu durum, bireyin yaşam kalitesini, eğitimini, iş olanaklarını ve sosyal hayatını büyük ölçüde etkiler.

Engellilik Durumu ve Çeşitleri

Engellilik, pek çok farklı şekilde kendini gösterebilir. Bu engellilik durumları, fiziksel, zihinsel, psikolojik ve duyusal engeller olarak kategorilere ayrılabilir. Ayrıca, engellilik türlerinin birleşimi de sıklıkla görülebilir. Engellilik türleri şu şekilde sıralanabilir:

  1. Fiziksel Engellilik: Bireyin vücut yapısındaki herhangi bir bozukluk, kas güçsüzlüğü veya organ kaybı gibi durumlar fiziksel engelliliği oluşturur. Örneğin, felç, amputasyon, serebral palsi, kas hastalıkları bu tür engelliliklerin örnekleridir. Fiziksel engellilik, genellikle bireyin hareket kabiliyetini sınırlar ve yaşamını kısıtlayabilir.
  2. Zihinsel Engellilik: Bireylerin zihinsel kapasitesinin sınırlı olduğu durumları ifade eder. Zihinsel engellilik, doğuştan ya da sonradan gelişen durumlar olabilir. Örnek olarak, otizm spektrum bozuklukları, Down sendromu ve çeşitli öğrenme güçlükleri zihinsel engellilik kapsamında değerlendirilebilir. Bu engellilik türü, bireylerin öğrenme süreçlerini, problem çözme yeteneklerini ve sosyal becerilerini etkileyebilir.
  3. Duyusal Engellilik: Bireyin duyularından birinde (görme, işitme, dokunma) kayıp yaşaması durumudur. En yaygın örnekleri görme engelliliği ve işitme engelliliğidir. Bu tür engeller, bireylerin çevresel uyarıcılara tepki verme kabiliyetini sınırlayabilir ve günlük yaşamlarını etkileyebilir.
  4. Psikolojik Engellilik: Bireylerin psikolojik ya da duygusal durumlarından kaynaklanan engelliliktir. Depresyon, anksiyete bozukluğu, şizofreni gibi psikolojik hastalıklar bu tür engelliliklere örnek olarak verilebilir. Psikolojik engellilik, bireylerin toplumla etkileşimlerini, iş yaşamlarını ve günlük faaliyetlerini önemli ölçüde etkileyebilir.

Engellilik Oranı ve Toplumda Yeri

Engellilik oranı, çeşitli demografik faktörlere bağlı olarak farklılık gösterebilir. Ülkeler arasında engellilik oranları, sosyal ve ekonomik koşullar, sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği, erken tanı ve rehabilitasyon olanakları gibi etkenlere bağlı olarak değişir. Ayrıca, engellilik durumu genellikle yaşla birlikte artar. Yaşlı nüfusun arttığı toplumlarda engellilik oranı da yüksek olma eğilimindedir. Engellilik oranları, aynı zamanda cinsiyet, eğitim seviyesi, iş durumu ve sosyoekonomik faktörlerle de ilişkilidir.

Göz Atın

Birçok gelişmiş ülkede engellilik oranı genellikle %10 ile %15 arasında değişmektedir. Ancak, engellilik oranı sadece tıbbi bir veri değil, aynı zamanda toplumsal bir göstergedir. Engelli bireylerin toplumdaki yeri, sosyal kabul, ayrımcılık, eğitim, istihdam gibi pek çok açıdan etkilenmektedir. Engelli bireylerin yaşadığı zorluklar, sadece engellilik durumlarından değil, aynı zamanda toplumun engellilere bakış açısındaki olumsuzluklardan kaynaklanmaktadır.

Türkiye’de Engellilik Oranı

Türkiye’de engellilik oranı, yapılan son nüfus sayımları ve araştırmalara göre yaklaşık olarak %12 civarındadır. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) 2020 verilerine göre, engellilik oranı 12.29% olarak belirlenmiştir. Bu oran, Türkiye’nin farklı bölgelerinde değişkenlik gösterse de genel olarak toplumun önemli bir kısmını etkilemektedir. Türkiye’de engellilik oranı, eğitim seviyesi, yaş, ekonomik durum gibi etmenlere göre farklılık göstermektedir.

Engellilik oranının yüksek olmasına rağmen, engelli bireylerin karşılaştığı toplumsal engeller hala önemli bir sorun teşkil etmektedir. Engelli bireyler, genellikle eğitimde, istihdamda, sağlık hizmetlerine erişimde ve sosyal yaşamda daha fazla zorluk yaşar. Toplumun, engelli bireyleri daha iyi kabul etmesi, eşit haklara sahip olmalarını sağlaması ve onların potansiyellerini en iyi şekilde kullanabilmelerine olanak tanıması gerekmektedir.

Engellilik Oranını Artıran Etmenler

Engellilik oranı, toplumun genel sağlık durumu ve tıbbi ilerlemelere bağlı olarak zamanla değişebilir. Engellilik oranının artmasına neden olabilecek bazı etmenler şunlardır:

  1. Yaşlanma: Yaşlı nüfusun artması, engellilik oranını doğrudan etkiler. Yaşla birlikte bireylerde kas ve iskelet sistemi hastalıkları, görme ve işitme kayıpları gibi engellilik durumları daha sık görülür.
  2. Sağlık Sorunları ve Hastalıklar: Bazı kronik hastalıklar ve travmalar, engellilik durumunu tetikleyebilir. Özellikle kalp-damar hastalıkları, nörolojik hastalıklar, kaza ve yaralanmalar, bireylerde engellilik yaratabilir.
  3. Doğuştan Gelen Durumlar: Zihinsel engellilik ve bazı fiziksel engellilikler, doğuştan gelir ve bu durumlar engellilik oranını artırır.
  4. Erken Teşhis ve Sağlık Hizmetlerine Erişim: Erken teşhis ve sağlık hizmetlerine erişim, engelliliği önleyebilir ya da engelli bireylerin yaşam kalitesini iyileştirebilir. Ancak, gelişmekte olan ülkelerde sağlık hizmetlerine erişim sıkıntısı, engellilik oranını artıran bir diğer faktördür.

Engelli Bireylerin Sosyal Yaşamı ve Zorluklar

Engelli bireyler, sadece fiziksel veya zihinsel engelleri nedeniyle değil, aynı zamanda toplumsal engellerle de mücadele ederler. Engellilik, toplumsal normlar, iş gücü piyasası, erişilebilirlik, sosyal etkileşim gibi pek çok alanda zorluklara yol açar. Engelli bireylerin karşılaştığı en büyük zorluklardan bazıları şunlardır:

  1. Erişilebilirlik Sorunları: Engelli bireylerin yaşam alanlarına, toplu taşıma araçlarına, kamu binalarına erişimlerinde sıkıntılar yaşanabilir. Özellikle fiziki engelliliği olan bireyler için engellerin kaldırılması, toplumun her alanına erişim sağlanması çok önemlidir.
  2. Eğitim ve İstihdam: Engelli bireyler, eğitim ve iş alanlarında fırsat eşitliği sağlanmadığı takdirde, sosyal hayata entegre olmakta zorluk çekerler. Eğitimdeki eksiklikler, engelli bireylerin iş hayatına katılımını da kısıtlar. Aynı zamanda engelli bireyler, ayrımcılık ve önyargılarla da karşılaşabilirler.
  3. Psikolojik Zorluklar: Engelli bireyler, toplumsal dışlanma, stigma ve psikolojik baskılarla mücadele etmek zorunda kalabilirler. Bu durum, bireylerin özgüvenini ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir.

Engellilik oranı, sadece bir istatistiksel veri olmanın ötesinde, toplumun sosyal yapısını, sağlık sistemini, eğitim ve istihdam politikalarını etkileyen önemli bir göstergedir. Engelli bireylerin toplumsal hayata tam katılımını sağlamak için erişilebilirlik, eğitim ve istihdam gibi alanlarda önemli düzenlemelere ihtiyaç vardır. Engellilik oranı, bir toplumun ne kadar adil ve eşit olduğunu da yansıtan önemli bir göstergedir. Engelli bireylerin yaşam kalitesini artırmak, onları sosyal hayata tam olarak dahil etmek ve önyargıları aşmak, toplumların kalkınmasında önemli bir adımdır.

Benzer Haberler

Bir Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

Yazar Gazetesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!