Gazze’de ateşkes anlaşması sonrası, İsrail ordusunun çekildiği bölgelerde Hamas’ın silahlı hakimiyeti artmaktadır. Örgüt, Mısır’daki zirve sırasında İsrail ile işbirliği yaptıkları iddiasıyla sekiz Filistinliyi halka açık şekilde infaz etmiştir. Bu infazdan önce de Gazze Şehri’nde güçlü konumda olan Dughmush çetesi üyeleri arasında çatışmalar yaşanmış, 50’den fazla kişi öldürülmüştür. Dughmush ailesinden bir üye, infazların suç olduğunu Facebook’ta paylaşmıştır. Hamas ise güvenliği sağlamak ve kanunsuzluğu engellemek için çalıştığını iddia etmektedir. Ancak birçok kişi, grupun rakipleriyle hesaplaşmak ve muhalifleri susturmak için kaos dönemini kullandığı endişesini taşımaktadır.
Gazze’de yaşayan avukat Mumin el-Natur, infazların kanunsuz eylemler olduğunu savunmuş ve bu tür olayların karanlık bir dönemi başlattığını belirtmiştir. İnsan hakları aktivisti Halil Ebu Şemala da Gazze’nin yeni ve tehlikeli bir döneme girdiğini vurgulamıştır. Ebu Şemala, insanların umut veren adımlar görmedikçe Gazze’yi terk etmeye devam edeceklerini ifade etmiştir. Gazze Şeridi’nde yaşayan aktivist İbrahim Faris ise iç çatışmayı bir günah olarak nitelendirmiştir ve adil yargılama olmadan infazların suç olduğunu belirtmiştir.
İsrail ordusu ise ateşkes sonrası ilk kez silah kullandığını doğrulamıştır. Gazze’nin doğusundaki Şecaiye mahallesinde evlerine bakmak isteyen kişilere yapılan drone saldırısında dört kişi ölmüştür. İsrail ordusu, Sarı Hat’ı geçerek Gazze Şeridi’nin kuzeyinde fajansliyet gösteren IDF güçlerine yaklaşan şüphelileri tespit ettiğini ve uyarılara rağmen ateş açmak zorunda kaldığını açıklamıştır. Bir Hamas sözcüsü ise silahlı saldırıyı ateşkes anlaşmasının ihlali olarak nitelendirmiştir.
