Suriye’deki Baas rejiminin işlediği insan hakları ihlalleri, Beşşar Esed’in ülkeden ayrılmasının ardından gün yüzüne çıkıyor. Özellikle The Sunday Times tarafından analiz edilen belgeler, rejimin sistematik baskılarını ve korkutucu boyutlara ulaşan istihbarat faaliyetlerini ortaya koyuyor.
Sistematik Baskı ve Takip
İngiliz basını tarafından analiz edilen ve Humus’taki dört farklı istihbarat üssünden elde edilen belgeler, Esed rejiminin, muhaliflere yönelik kapsamlı bir istihbarat ağı kurduğunu gözler önüne seriyor. Telefon dinlemelerinden bilgisayarlara sızmaya kadar birçok yöntemin kullanıldığı bu istihbarat faaliyetlerinde, sıradan vatandaşların bile özel hayatlarına dair en ince detaylar kaydedilmiş.
Örneğin, bir şüphelinin annesinin arabasını tamir ettirdiği yer veya başka bir şüphelinin akrabalarını düzenli ziyaret ettiği gibi bilgiler bile raporlara yansımış.
İşkence ve İzolasyon
Rejim tarafından gözaltına alınan kişilerin fiziksel şiddet gördüğü ve işkenceye maruz kaldığı da belgelerle kanıtlandı. Mahkumların çoğu, hapishanelere götürülmeden önce darp ediliyor, ardından tek kişilik hücrelere kapatılıyordu. Mahkumların sorguya çıkarılma süreci ise sadece bilgi elde etmek amacıyla düzenli aralıklarla gerçekleştiriliyordu.
Rejimin eski mahkumlarından Rasheed al-Abrash, tutsakların cezalarının, “itiraf ettikleri terörist isimlerinin sayısına” bağlı olarak değiştiğini belirtti.
12 Yaşındaki Çocuğun Hedef Alınması
Belgelerde en dikkat çekici detaylardan biri, 12 yaşındaki bir çocuğun bile sorguya alınması oldu. Çocuğun, Esed’in resmini yırttığı iddiasıyla öğretmeni tarafından ihbar edildiği ve daha sonra sorgulandığı ortaya çıktı. Çocuk, resimdeki kişiyi fark etmediğini söylemesine rağmen mahkemeye çıkarıldı.
Casuslar ve Çifte Ajanlık
Suriye’deki vatandaşların, rejimin topluma sızmış casuslarına dair konuşurken “kuşlar” kelimesini kullandığı belirtildi. Rejim güçlerinin bu casusluk faaliyetlerinde çok sayıda kişiyi kullanmış olabileceği düşünülüyor. Ancak belgeler, bazen casusların birbirlerini bile gözetleyip ihbar ettiğini gösteriyor.
Hatta 2019 tarihli bir raporda, bazı güvenlik güçlerinin çifte ajan olarak çalıştığı ve kişi başı 800 ila 1000 dolar karşılığında vatandaşların ya da askerlerin kaçmasına yardım ettiği ortaya çıktı.
Esed rejiminin baskı mekanizmaları, sadece muhalifleri değil, sıradan vatandaşları bile hedef aldı. Rejim, kendine çalışanları bile şüpheyle izleyerek korku iklimini diri tutmaya çalıştı. Ortaya çıkan bu gerçekler, rejimin insan haklarını nasıl hiçe saydığını bir kez daha gözler önüne seriyor..