Dilan Polat, “suç işlemek amacıyla örgüt kurma”, “suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” ve “Bahis ve Şans Oyunları Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet” suçlamalarıyla 10 ay süren tutukluluğun ardından tahliye oldu. İlk kez verdiği röportajda, kamuoyunda yaşanan linç kampanyası ve sosyal medyanın etkileri üzerine çarpıcı açıklamalarda bulundu.
Tahliye Sürecindeki İddialar ve Tepkiler
Dilan Polat, tahliye edilmesinin ardından, “Linç furyası sonrası sesimizi duyuramadık. Ama suçlamaların gerçek olmadığı ortaya çıktı” diyerek kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini vurguladı. Özellikle, “masumiyet karinesi”nin reyting kaygısıyla ihlal edildiğini belirtti.
Polat, sosyal medyanın etkisiyle gündeme gelen iddiaların gerçek dışı olduğunu ve kamuoyunun bu yanlış bilgilerle yönlendirildiğini ifade etti. “Kamuoyunda bir linç furyası başladı. Hiçbir belge olmadan bizi yargıladılar” diyerek adaletin etkilendiğini söyledi.
Sosyal Medyanın Rolü ve Yanlış Algılar
Dilan Polat, sosyal medyanın reyting ve etkileşim kaygısıyla bir operasyon aygıtına dönüştüğünü dile getirdi. “Soruşturmada gizlilik kararı varken, ellerinde kanıt olmadan bizi etkileşime kurban ettiler” şeklinde konuştu. Bu bağlamda, insanların önlerine sunulan bilgilere dayalı olarak hareket ettiklerini ve bu süreçte gerçekleri sorgulamadıklarını ifade etti.
Cezaevindeki Zorlu Günler
Cezaevindeki günlerini de anlatan Polat, kendisiyle yüzleştiğini ve hatalarının farkına vardığını söyledi. Sosyal medyada yaptığı paylaşımlar nedeniyle toplumda olumsuz bir algı oluşturduğunu kabul etti. “Daha hassas, dikkatli davranmalıydım. Bu tarz paylaşımları tekrarlamayı düşünmüyorum” dedi.
Polat, “Artık attığım her adım aleyhime haber yapılıyor ve bu beni üzüyor” diyerek, yaşadığı zorlukları dile getirdi. Eşiyle 10 ay boyunca birbirlerini göremediklerini ve çocuklarından ayrı kaldıklarını belirtti.
Davanın Detayları ve Masumiyet Karinesi
Dilan Polat, davasına ilişkin önemli bilgiler de paylaştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın raporunda, Polat Şirketler Grubu’nun klasik bir aile şirketi olduğu ve suç işlemek amacıyla bir araya gelmediği belirtildi. Ayrıca, satışların gerçek olduğuna dair herhangi bir delil bulunmadığı ifade edildi.
Polat, “Medya, masumiyet karinesini ihlal ederek kamuoyunda yanlış bir algı yarattı” dedi. Sosyal medyanın etkisiyle yaşanan bu sürecin adaletin sağlanmasını engellediğini savundu.
Dilan Polat, yaşadığı zorlukları ve karşılaştığı adaletsizlikleri dile getirirken, sosyal medyanın etkilerini ve kamuoyunun yanlış yönlendirilmesini eleştirdi. Kendisi için önemli bir dönüm noktası olan bu süreçte, topluma daha duyarlı içerikler sunma kararı aldığını belirtti.