İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sosyal medyada ayrıştırıcı söylemle ‘boykot’ çağrısı yapanlara yönelik ‘Nefret ve Ayrımcılık’, ‘Halkı Kin ve Düşmanlığa’ tahrik suçlarından re’sen başlatılan soruşturma kapsamında 16 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Bu soruşturma kapsamında ünlü oyuncu Cem Yiğit Üzümoğlu da aralarında olan 11 şüpheli gözaltına alındı. Gazeteci Emrullah Erdinç’in iddiasına göre, Üzümoğlu’nun gözaltına alınmasının sebebi bir WhatsApp grubu kurarak insanları eylemlere davet etmesiydi. Şüpheliler emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Ahmet Mümtaz Taylan ve Kubilay Aka gibi bazı oyuncular ise meslektaşlarına destek olmak amacıyla adliyeye geldi. Üzümoğlu ise savcılık tarafından adli kontrol talebiyle hakimliğe sevk edildi ve yurt dışına çıkış yasağı konularak adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.
Bu gelişmeler, sosyal medya üzerinden yapılan ‘boykot’ çağrılarının yasal boyutlarıyla ilgili kamuoyunda tartışmaları da beraberinde getirdi. Sosyal medyanın gücü ve etkisi her geçen gün artarken, bu platformların kullanımının sınırları ve sorumlulukları da ön plana çıkmaya başladı.
Üzümoğlu’nun gözaltına alınması ve diğer şüpheliler hakkında başlatılan soruşturma, sosyal medya üzerinden yapılan çağrıların ve paylaşımların dikkatle incelendiğini gösterdi. Halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun ciddiyeti ve sonuçları göz önünde bulundurulduğunda, bu tür paylaşımların ve çağrıların dikkatli bir şekilde yapılması gerektiği açıkça ortaya çıktı.
Oyuncuların meslektaşlarına destek olmak amacıyla adliyeye gelmesi de sektör içinde dayanışmanın önemini bir kez daha vurguladı. Meslektaşlarına sahip çıkmak ve birlikte hareket etmek, sektörün güçlü ve dayanıklı olmasını sağlayacaktır.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın bu soruşturma kapsamında aldığı kararlar ve verdiği gözaltı kararları, hukukun üstünlüğü ilkesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı. Herkesin yasalara ve toplumsal değerlere saygılı olması, huzur ve barışın devamı için elzemdir.
Sosyal medya üzerinden yapılan çağrıların ve paylaşımların dikkatli bir şekilde yapılması, toplumda ayrışmaya ve kutuplaşmaya yol açabilecek söylemlerden kaçınılması gerekmektedir. Hukukun üstünlüğüne saygı duyulması ve herkesin sorumluluklarını bilerek hareket etmesi, toplumsal barışın ve huzurun devamı için önemlidir.