Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Türkiye ile Afrika arasındaki ekonomik iş birliğinin son 20 yılda tarihi bir ivme kazandığını vurgulayarak, “2003’ten bu yana yedi kat artan ticaret hacmimizle bu yılı 40 milyar dolarla kapatıyoruz. 2028 hedefimiz net: 50 milyar dolarlık ticaret hacmi,” ifadelerini kullandı.
İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen 5. Türkiye-Afrika İş ve Ekonomi Forumunun kapanışında konuşan Bolat, Türkiye’nin Afrika kıtasıyla kurduğu yapıcı, kapsayıcı ve eşitlik temelli ilişkilerin her geçen gün daha da derinleştiğini söyledi.
“Türkiye, Afrika’da Kalıcı ve Güvenilir Bir Ortak Olarak Öne Çıkıyor”
Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) ve Afrika Birliği koordinasyonuyla düzenlenen forumun ana teması olan “Türkiye-Afrika İlişkilerini Güçlendirerek Ortak Kazanımları Paylaşmak” vizyonuna dikkat çeken Bolat, Türkiye’nin bu vizyonu yalnızca söylemde değil, sahada da uygulayan bir ülke olduğunun altını çizdi:
“Türk yatırımcılar, Afrika’nın dört bir yanında istihdam üretiyor, yerel ekonomilere katma değer kazandırıyor. Bugün yüz binlerce Afrikalı kardeşimiz Türk yatırımları sayesinde üretimin bir parçası haline gelmiş durumda. Bu, tek taraflı bir ilişki değil; karşılıklı güvenin ve ortak kalkınma arzusunun eseridir.”
“Türkiye-Afrika Ekonomik Ortaklığı, Stratejik Bir Model Haline Geldi”
2003 yılında bir devlet politikası olarak başlatılan Afrika açılımının meyvelerini verdiğini belirten Bolat, sürecin artık stratejik ortaklık boyutuna ulaştığını ifade etti. Türkiye’nin 2005 yılında Afrika Birliği’nde gözlemci, 2008’de stratejik ortak statüsüne ulaşmasının bu uzun soluklu vizyonun bir parçası olduğunu belirten Bakan, somut gelişmeleri şöyle aktardı:
-
44 Afrika ülkesinde Türk büyükelçiliği faaliyette; bu sayı son 20 yılda dört katına çıktı.
-
50 Afrika ülkesiyle ticaret ve ekonomik iş birliği anlaşmaları imzalandı.
-
31 ülkeyle yatırım teşviki anlaşmaları,
-
18 ülkeyle çifte vergilendirmenin önlenmesi,
-
5 ülkeyle serbest ticaret anlaşmaları yürürlüğe girdi.
Bu anlaşmaların hem özel sektöre güven verdiğini hem de devletler arası ilişkileri kurumsal zemine oturttuğunu vurguladı.
“Afrika, Küresel Ekonomide Anahtar Rol Üstlenecek”
Bakan Bolat, Afrika’nın sahip olduğu genç nüfus ve büyüme potansiyelinin yalnızca bölgesel değil, küresel ekonomi açısından da belirleyici olacağını ifade etti:
“1,5 milyarı aşkın nüfusu, 3,5 trilyon doları aşan toplam milli geliri ve hızla gelişen altyapısıyla Afrika, dünya ekonomisinin geleceğinde kritik bir oyuncu olacaktır. Türkiye olarak biz, bu yükselen kıtanın yanında yer almaktan, birlikte üretmekten ve birlikte kazanmakta kararlıyız.”
“Türkiye-Afrika Forumu’na Rekor Katılım, Yeni Ufuklar Açtı”
Bu yılki forumun katılım düzeyinin son derece memnuniyet verici olduğunu belirten Bakan Bolat, 26 Afrika ülkesinden bakanlar, bakan yardımcıları ve yaklaşık 3.000 iş insanının Türkiye’nin davetine icabet ettiğini söyledi. Gerçekleştirilen panellerde, her iki taraf için stratejik öneme sahip konular ele alındı:
-
Gıda arz güvenliği,
-
Sağlık ve ilaç sanayi,
-
Enerji ve yenilenebilir kaynaklar,
-
Ulaştırma, lojistik ve altyapı,
-
Çevre sorunları ve yeşil dönüşüm,
-
Sanayi, üretim ve inovasyon.
“Bu forumda sadece konuşmadık, hareket geçtik. Bazı ülkelerle yeni iş birliği anlaşmalarına da imza attık. Önümüzdeki yıllarda bu kazanımlar çok daha büyük ekonomik etkilere dönüşecek.”
“Türkiye-Afrika İlişkileri Yalnızca Bugünün Değil, Geleceğin Yatırımıdır”
Konuşmasının sonunda Türkiye-Afrika ilişkilerinin yalnızca kısa vadeli ekonomik kazançlar için değil, uzun vadeli ortak kalkınma hedefiyle yürütüldüğünü vurgulayan Bolat, şunları söyledi:
“Diplomaside, siyasette, yatırımda, eğitimde ve insani yardımlarda Afrika’nın yanındayız. Ara buluculuk ve barış süreçlerinde kıtanın istikrarına katkı sağlıyoruz. Bu ilişkiler yalnızca resmi düzeyde değil; kültürden sanata, eğitimden sosyal dayanışmaya kadar çok katmanlı ve kalıcıdır. Türkiye ve Afrika el ele vererek daha adil bir küresel düzenin mümkün olduğunu göstermektedir.”
Bu sözler, Türkiye’nin Afrika’ya yönelik vizyonunun sadece diplomatik değil, aynı zamanda insani, ekonomik ve stratejik bir derinliğe sahip olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Türkiye, Afrika’nın kaderini dışarıdan belirlemeye çalışanların aksine, bu kıtayla birlikte yürümeye kararlı ve hazırlıklı olduğunu tüm dünyaya ilan etti