ABD Hazine Bakanlığı, İran’dan Çin’e milyonlarca varil petrol sevkiyatı yapan birçok kişi ve şirkete yaptırım uyguladı. İran, bu mali yaptırımların yasa dışı ve haksız olduğunu belirterek ABD’nin adımını eleştirdi.
ABD Hazine Bakanlığı’na bağlı Yabancı Varlıkları Kontrol Ofisi (OFAC), Çin, Hindistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nde birçok kişi ve şirkete yaptırım uygulama kararı aldı. Yaptırım uygulananlar arasında İran’dan Çin’e petrol taşınmasını kolaylaştıran kişiler, mürettebat yönetim şirketleri ve gemiler bulunuyor.
Bu yaptırımlar, ABD Başkanı Donald Trump’ın önceki döneminde İran’a yönelik “Maksimum Baskı” politikasının yeniden uygulanabileceği tartışmalarını gündeme getirdi. İran ise Trump’ın bu politikayı tekrar devreye sokmasının “başarısızlıkla sonuçlanacağını” belirterek karara sert tepki gösterdi.
İran’ın Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, “Yeni ABD yönetiminin, İran’ın ekonomik ortaklarıyla yasal ticaretini engelleyerek İran milletine baskı yapma kararı gayrimeşru, yasa dışı ve ihlaller içeren bir adımdır, kesinlikle haksız ve uluslararası kurallara aykırıdır” şeklinde konuştu. ABD’nin yaptırımları doğrudan gemilerin uluslararası sularda seyir yapmasını yasaklamıyor, ancak gerekli destek hizmetlerine erişimlerini engelleyerek operasyonlarını zorlaştırıyor.
Makalenin başındaki görselde, ABD’nin İran’dan Çin’e petrol sevkiyatına yaptırımlar uygulamasıyla ilgili bir haber görseli yer alıyor. ABD’nin bu adımı, uluslararası ilişkilerde yeni bir gerginlik noktası oluşturabilir.
Bu yaptırımların ardından, İran’ın petrol sevkiyatı konusundaki politikalarının ve uluslararası ilişkilerindeki durumun nasıl şekilleneceği merak konusu haline geldi. İran, ABD’nin bu tür adımlarının kendilerini haksız yere zor durumda bıraktığını belirterek uluslararası toplumun desteğini bekleyebilir.
Sonuç olarak, ABD’nin İran’dan Çin’e yapılan petrol sevkiyatına yaptırımlar uygulaması, bölgedeki siyasi dengeleri değiştirebilecek önemli bir adım olarak görülmektedir. İran’ın bu yaptırımlara nasıl bir tepki vereceği ve uluslararası toplumun bu konudaki tutumu yakından takip edilmelidir.
