Mide kanseri, genellikle belirti vermeden ilerleyen ve “sessiz katil” olarak nitelendirilen bir hastalık olarak biliniyor. Ancak uluslararası onkoloji uzmanlarının geliştirdiği yeni tarama teknolojileri, mide duvarındaki en küçük değişimleri bile tespit edebiliyor ve hastalığın kaderini değiştirme potansiyeline sahip.
Her yıl dünya genelinde bir milyondan fazla kişinin hayatını etkileyen mide kanseri, erken teşhisle artık kontrol altına alınabiliyor. Amerikan Kanser Derneği’nin verilerine göre, kanser henüz mide duvarının dışına taşmadan tespit edildiğinde beş yıllık sağkalım oranı %70 ile %92 arasında değişiyor. Hastalık metastaz yaptığında ise bu oran %5’e kadar düşebiliyor.
Uzmanlardan kritik uyarılar
Mayo Clinic Onkoloji Departmanı’ndan Dr. Travis Grotz, gelişmiş endoskopik yöntemlerin, tümör oluşmadan önceki hücresel değişimleri bile görmeye olanak sağladığını belirtti. “Bu evrede yapılan müdahaleler, hastanın yaşam kalitesini bozmadan kanseri tamamen ortadan kaldırabiliyor” dedi.
Cambridge Üniversitesi’nden Prof. Dr. Rebecca Fitzgerald ise genetik faktörler ve beslenme alışkanlıklarının önemine dikkat çekti: “Mide kanseri rastgele ortaya çıkmaz; genellikle kronik iltihap ve Helicobacter pylori gibi bakterilerin etkisiyle tetiklenir. Erken nefes testleri ve biyopsiler, risk altındaki bireyleri henüz kanser oluşmadan korumamıza yardımcı oluyor.”
Hangi belirtiler ihmal edilmemeli?
Uzmanlar, mide kanserinin ilk evrelerinde görülen hafif rahatsızlık, aşırı şişkinlik, iştah kaybı, istemsiz kilo kaybı, mide yanması ve kronik reflü ataklarının ciddiye alınması gerektiğini vurguluyor.
45 yaş üzerindekiler ve aile öyküsünde kanser bulunan kişilerin, düzenli aralıklarla endoskopik taramadan geçmesi hayati önem taşıyor.
Bilim dünyası, bu yeni tarama yöntemlerinin mide kanserinde erken müdahale şansını artırarak hayat kurtardığını bir kez daha ortaya koyuyor.