Hatay’da 6 Şubat depreminde gelini ve 3 torununu kaybeden Atrak Kaleş’in “1 yıllık apartman değildi, 3 saniye de çöker mi?” sözleri yürekleri dağladı. Kahramanmaraş merkezli 7.7 ve 7.6 şiddetindeki depremlerde Hatay’ın Antakya ilçesinde yaşayan Nurşen Kaleş’in çocukları Fatih (18), Enes ve Melek Kaleş depremin ilk saniyelerinde oturdukları apartmanın çökmesi sonucu hayatlarını kaybetti.
Depremin ikinci yıl dönümünde Atrak Kaleş (65), gelini ve 3 torunun “Narlıca Deprem Şehitleri” mezarlığındaki kabirlerini ziyaret etti. Atrak Kaleş’in torunlarının ve gelinin mezar taşlarını elleriyle okşayıp yaktığı ağıt yürekleri yaktı. Atrak Kaleş, mezar başında “Acımız çok büyük dinmiyor. Yeni bina yapılmıştı. 1 yıllık bina, 3 saniye de çöker mi? Çöktü, 7 gün enkazın altında kaldılar. 7 günün sonunda çıkarttılar. Allah kimsenin başına vermesin, rabbim bize sabır versin. Bir gün gözyaşlarım dinmedi, hep aklımızda” sözlerini sarf etti.
Atrak Kaleş’in bu sözleri depremin yaralarını bir kez daha deşmeye yetti. Hatay’da yaşanan bu acı olay, bir kez daha binaların depreme karşı dayanıksızlığını gündeme getirdi. Atrak Kaleş’in yaşadığı acı, birçok insanın benzer korkularını ve endişelerini de gün yüzüne çıkardı.
Depremin olumsuz etkileri her geçen gün daha da artıyor. Bu tür felaketlerin önüne geçebilmek için binaların güvenliği ve dayanıklılığı konusunda daha fazla önlem alınması gerektiği bir kez daha ortaya çıktı. Atrak Kaleş’in yaşadığı dram da bunun en acı örneklerinden biri oldu.
Depremin üzerinden geçen 2 yıl olayın hala tazeliğini koruyor. Atrak Kaleş ve ailesinin yaşadığı acı, unutulmayacak bir iz bıraktı insanların yüreklerinde. Her an bir deprem tehlikesiyle karşı karşıya olmak, insanları tedirgin ediyor ve sürekli bir korku içinde yaşamaya zorluyor.
Bu tür acı olaylar karşısında yapılacak en önemli şey, daha güvenli binalar inşa etmek ve deprem riski taşıyan alanlardan uzak durmaktır. Ancak majanslesef, ülkemizde hala birçok bina depreme karşı dayanıksız durumda ve bu da benzer acı olayların tekrar yaşanmasına neden olabiliyor.
Atrak Kaleş’in yaşadığı acı, sadece kendi ailesini değil, tüm toplumu derinden etkiledi. Bu tür felaketlerin tekrar yaşanmaması için daha fazla önlem alınması gerektiği açıkça ortadadır. Deprem riski taşıyan bölgelerde yaşayan insanların daha dikkatli olmaları ve güvenli bir şekilde yaşamaları için gerekli adımların atılması gerekmektedir.
Atrak Kaleş ve ailesinin yaşadığı acı olay, depremin ne kadar yıkıcı ve acı verici bir doğal afet olduğunu bir kez daha hatırlattı bize. Bu tür felaketlerin önlenmesi ve etkilerinin en aza indirilmesi için herkesin üzerine büyük sorumluluklar düşmektedir. Umuyoruz ki, benzer acı olaylar bir daha yaşanmaz ve ülkemiz daha güvenli bir yaşam alanı haline gelir.